Ekseriyetle Galatasaray maçlarından sonra, mümkünse sıcağı sıcağına gözüme çarpanları beş madde halinde yazacağım. Athletic’te böyle çok güzel Lakers yazıları yazıyor J. Buha, abicim çok teşekkürler bu konsept için devrimlerinin bekçisiyiz Lakers kısa beşle coşar abicim.
Kaliteli baskı ve iyi hücum: bir daha ayrılmayın ne olur
Galatasaray UEL maçlarında kendi sahasında çok iyi savunma yapan, rakip sahada da baskısıyla rahatsız eden ama bu topsuz oyunu topla etkinliğe pek dönüştüremeyen bir futbol sergiliyordu, bunun lige dönüşü de sahaya vasat bir set oyunu olarak tezahür ediyordu (tezahür mü ediyordu). Lokomotiv maçında bu baskının dışında iyi bir set oyununun da sinyallerini gördük. Hem Halil hem Feghouli (Morutan da gördü bu işi) orta sahayı kalabalıklaştırabilen orada pas opsiyonu olabilen hücumcular, ligde de fayda sağlayabilir bu formül.
Hem kafa göz rakibe saldıran hem de rakip altı pasta ince işlere giren Galatasaray çok özletmiş kendini.
Marcao Teixeira… Tebrikler STSL transfer rekorunu kırdınız.
Marcao sezon başından beri Avrupa’da çeşit çeşit sınava girdi. Fizikli santrforla da uğraştı, hareketli hücumcularla da uğraştı, 10 kişiyle önde basan rakiple de boğuştu. Bu sınavları geçmekle kalmadı, oynadığı her maçta sahanın en iyi 3 topçusundan biri oldu tartışmasız.
Lokomotiv maçında da harika futbol oynadı, Nelsson ile öyle bir ikili oldular ki UEL maçına 5 hücumcu 2 vasat bek ile çıkıp doğru dürüst pozisyon vermeden maçı kapatabiliyor Galatasaray.
Marcao muhtemelen önümüzdeki sezon GS forması giymez, STSL’de tutamayız ama kendisini sitayişle anarız (sitayiş derken).
Zor seçim: Galatasaray’ın 9 numarası kim?
Galatasaray’ın elinde Mohamed ve Diagne gibi çok iyi 9 numaralar var. Bu oyuncular Galatasaray’ın bu sezon zor karşıladığı bir ihtiyacına direk çözüm sunuyor: gol.
Bir de Halil Dervişoğlu diye bir forvet var, en uçta oynuyor, büyük takım oyuncusu ama sezonda 20 gol vaat etmiyor. Ama öyle bir oyuncu ki sizi orta sahada bir fazla oynatıyor, hem dar alanda hem geniş alanda sürekli tehdit yaratıyor, o sahadayken 4 tane 10 numarayla ve 90 dakika pres yaparak oynayabiliyor Galatasaray.
Lokomotiv maçında Halil’in hem atletizmini hem de çekirdek kuvvetini görmüş olduk. Golde faulleri görmezden gelip topu çıkarışı çok etkileyiciydi. Golden sonra da 2 tane çok net pozisyon hazırladı, o pozisyonlar gösteriyor ki Halil klasik bir 9 değil, olmasını da beklememek lazım kendisi etrafındaki oyuncuları gole daha yakın bir hale getiriyor zaten.
Futbol rakiple oynanıyor, tabii ki bu sorunun tek cevabı yok, sezon içinde çok farklı kombinasyonlar da izleyeceğiz ama Galatasaray’ın nokta santrforsuz 5 yüzü dönük gol tehdidiyle oynadığı oyun bence en keyiflisi.
‘’Devre arası 6 numara almayın, yedek kulübesini haybeye doldurmayın’’ Berkan Kutlu
Marcao, Halil, Feghouli çok parıltılı işler yaptı ama bugün en zor sınavı veren oyuncu Berkan Kutlu’ydu. Galatasaray UEL maçına 2 forvet, 3 tane de 10 numara ile çıktı, bu 5 oyuncunun arkasını toplama işi de Berkan’a kaldı. O sınavı öyle bir geçti ki, belki de Galatasaray’ın devre arası transfer stratejisini değiştirdi.
Bugün Berkan için şöyle bir ekstra zorluk da vardı, normalde Cicaldau, Feghouli, Morutan gibi oyuncularla sahadaysanız savunmadan çıkarken çok zorlanmazsınız. 6 numara 2 stoperin arasına girer, bu abilerden biri merkeze yaklaşır bir dörtgen oluşturur, o dörtgenden de güle oynaya çıkar hücuma geçersiniz. Ancak GS’nin bu maçta tribünlerle birlikte çağlayan ekstra coşkusu Berkan’ın topla çıkarken de yalnız kalmasına sebebiyet verdi. Cicaldau da Feghouli de Morutan da top rakipteyken ekstra baskı yaptılar ama top Galatasaray’dayken rakip yarı sahaya yerleşip topu beklediler. Berkan oralarda da hata yapmadı, Muslera dışında kimse hata yapmadı hatta bu çok önemli Galatasaray için.
Bence bu maçtan sonra Galatasaray savunma önü rotasyonunu Berkan, Taylan, Aytaç, Bartuğ olarak yerlilerden kurar, merkeze de Gedson tipi atlet bir 8 arar. Yabancı sınırını düşünürsek yerlinin yedeğinin yerli olması çok değerli, sonra sahaya bir yabancı atmak için 35 tane değişiklik yapmanız gerekiyor.
Gecenin İstatistiği | Galatasaray şut isabet yüzdesi: %8
Galatasaray’ın hem toplu hem topsuz oyunda bu kadar keyifli işi bir arada yaptığı bir maçta kaleyi bulan 3 şutunun olmaması önemli bir sıkıntı. Aslında şuta dönüştürülemeyen net pozisyonları da saysak bu %8'i de bulamayız.
Bu yüzde çok şaşırtıcı değil, Galatasaray sahada çok fazla genç hücumcuyla yer alıyor hem son paslarda hem de vuruşlarda tercih hataları, beceriksizlik vb. durumlar çok normal. Galatasaray’ın Eylül ve Ekim aylarında 100 maç oynayıp sadece bir kere handikaplı kazanmasının en önemli sebebi de bu. Bu sene pozisyona girecek, ama değerlendiremeyecek bu çocuklar bu yüzden de Lokomotiv maçı gibi puan kayıpları yaşayacağız, hazırlıklı olalım.
Bu tarz yazıları okumayı çok seviyordum, yazması okumasından da keyifliymiş. Buraya kadar okuyan herkese teşekkürler, en yakın zamanda görüşmek üzere.
