İzlemediğim En İyi Yerli 11

Koray Gök
10 min readNov 21, 2023

--

Cumhuriyet’in 100 Yılında Türk Futbolunun 100 Akı kitabını okumaya başladığımdan beri aklımda bu yazı var, bazı iyi futbol oyunları vardır öyle keyif verir ki çıkıp halı saha yapmak istersin, bu kitap da öyle bir kitap beni yazmaya teşvik etti mutlaka okumanızı öneririm.

Hiç izlemediğim oyunculardan en iyi 11'i kuracağız beraber, bunu yaparken tabii ki bazı kriterler belirlemek lazım önce, çok büyük efsaneler yedek oturacak çok önemli simgeler kadroya bile giremeyecek kulüplere lakabını vermiş ikonlar maçı (rakip kim hangi maç) tribünden takip edecek. Neye göre seçiyoruz bu 11'i önce kurallarımızı koyalım.

Hangi zaman dilimini seçiyoruz onunla başlayalım, ben 1987 doğumluyum, 1994'ten itibaren aklım ererek futbol izlemeye başladım. 80'lerin sonunda oynayan merak ettiğimiz birçok oyuncunun da elimizde maç görüntüleri mevcut internetten hepsini bulabiliyoruz. O yüzden 1990 öncesi diye zaman dilimi konusundan rahatlıkla sıyrılabiliriz.

Gelelim kriterlere:

1- Anlatı: Eğer Cihat Arman gibi giydiği kazakla Fenerbahçe’ye sarı kanarya lakabını kazandırıyorsa bir oyuncu bizim kadromuzda şeref konuğudur. 11'e girer mi beraber seçeceğiz ama mutlaka kadroda yeri var hocam futbolu güzel yapan şey hikayeler diyoruz bu hikayeleri başlatan adamlar var futbol tarihimizde.
2- Uzaylı İstatistikleri: Şenol Güneş gibi 532 maçın 322'sinde kaleyi gole kapatabiliyorsa bir efsanemiz, biz de kendisini bu altın karmaya büyük bir şerefle ekleriz.
3- Mevkiyi Tanımlama: Metin Oktay, Şükrü Gülesin gibi mevkisinin ikonu olmuş efsaneler var, onlara biraz pozitif ayrımcılık yapmak durumunda kalacağız.
4- TKUK (Takımın Kalanına Uyum Katsayısı): Bunu şu an uydurdum yazının kalanında bir şey düşünürüz buna.

Kriterleri belirledik, takımı kurmaya başlayalım!

Hangi dizilişi seçiyoruz?

Beklenmedik genç Aziz Yıldırım fotosu gelir bu yazıda okuyucular için bir SÜRPRİZ BOMBASI bu yazı.

Futbol tarihimizde çok fazla iyi forvet var. 4–2–3–1, 3–4–2–1 gibi tek santrforlu dizilişler ile işin içinden çıkmamız mümkün değil, asgari 2 hatta 3 forvetli bir diziliş lazım. Çok iyi bekler yetiştirmişiz, bazı kanat oyuncularımızı da oraya evirebiliriz 3–3–3–1 gibi Bielsa hocamızdan fav alacak dizilişleri de eliyoruz. Oyun kurucularımız ciğerli box to box orta sahalarımız, şahane orta yapan bu forvetlerle topu buluşturabilecek kreatif oyuncularımız da var, 3 orta sahalı bir sistemin çok faydası olur.
Elediklerimizi düşünürsek elimizde kalan optimum diziliş: Zdenek Zeman 4–3–3'ü. Kanat forvet işini bırakıp 3 tane zımba gibi forvetle rakip kaleleri döveceğiz.

Tatlı kısmı geçtik, kanlı kısma gelelim, mevki mevki oyuncuları seçelim.

KALECİ (4 Hiperstar Arasından Doğru Seçimi Arıyoruz)
Burada birbirinden ayırmakta çok zorlanacağımız 4 muhteşem kaleci var.

Ali Artuner, Göztepe kalesini oynadığı her 3 maçtan 1'inde gole kapatmış, daha da önemlisi elle uzun pas silahını kalecilerimizin cephanesine eklemiş oyuna bir yenilik eklemek bizim için çok değerli (biz kimiz).
Şenol Güneş, 532 maçın 322'sinde gol yememiş stadyumdan kaleleri sökün yine böyle bir istatistiğe erişmek imkansız.
Cihat Arman, o zamanın modern futboluna en hızlı uyum sağlayan kaleci, Fenerbahçe onun sayesinde Sarı Kanarya diye anılıyor (kaleci kazağının rengiymiş, feci karizmatik bir ikonmuş), ceza sahasının tamamında etkili bir kaleciymiş iki tane de olimpiyatta ülkeyi temsil etmiş inanılmaz bir adam.
Turgay Şeren, Berlin Panteri lakabını sadece 18 yaşındayken alıyor, inanılmaz bir kaleci atletik kabiliyet fizik müthiş, milli forma rekorunu kıran kaleci 2 maçın 1'inde kalesini gole kapatıyor muhteşem bir ikon.

Olağanüstü bir kaleci havuzumuz var, 4 ismin 4'üne de kaleyi gözümüz kapalı emanet ederiz. Biraz Milli Takım, biraz yarattığı anlatı biraz da kalecilik özellikleri ile ben kaleyi TURGAY ŞEREN’e emanet ediyorum.

Sek karizma az saç bir insana bu kadar yakışabilir.

SAĞ BEK (Eşitler Arasında Birinci)
Burada iki adayımız var. TKUK’un devreye girmek durumunda kaldığı bir mevki burası. Orta sahada çok fazla yaratıcı oyuncu oynatacağız, üstüne kanat oyuncusu kullanmayacağız beklerimizin hem top kaybetmemesi hem de bütün kanadı kullanabilmesi gerekiyor burada da 2 alternatifimiz kalıyor.

Alpaslan Eratlı, hem çok soğukkanlı hem de libero oynayabilecek kadar savunmayı biliyor. İki beki de oynayabiliyor, üstüne bir de gelmiş geçmiş en iyi libero tartışmalarına giriyor.
Turgay Semercioğlu, kemik gibi savunmacı, Trabzonspor ile 500'den fazla maça çıkıyor, 35 kere milli oluyor, Derwall 32 yaşındayken bile milli takıma çağırıp formayı veriyor. Can Bartu gibi o da basketbol da futbol da oynamış.

Seçimi ben değil Gündüz Kılıç yapsın, bir maç yazısından:

Kolektif oyuna intibak, tam zamanında tam yerinde olma kabiliyeti, kişisel top tekniği, oyun zekası, taymingin daniskası, dün tam olarak toplanmıştı Alpaslan’da…

Bu yazının üstüne bize söz düşmez, ALPASLAN ERATLI’yı seçiyoruz.

Her mevki böyle yakışıklı mı gidecek peki biz ne eciş bücüş kaldık ya bu efsaneler arasında

SOL BEK: (TEK ADAY)
Bir mevkide tek adaya gitmek için yukarıdaki kriterler kesinlikle yetmez, başka bir efsaneden destek almam lazım. İslam Çupi’den geliyor:

Hırs, teknik, cesaret, hava hakimiyeti, takipçilik, çabukluk ve zeka hepsi hepsi Basri diyince sanki vücudundaki birer hücre gibidirler…

Yiğit lakabıyla anılır, sol beke Fenerbahçe efsanesi Mehmetçik Basri’yi, BASRİ DİRİMLİLİ’Yİ seçiyoruz.

İki beki de Fenerbahçe’den seçtik bir Zinchenko tipi merkeze destek veren bek, bir de soldan Theo Hernandez stili rakibi kıra döke gidecek tüm kanadı kullanacak bek bulduk çok içime sindi bu seçimler stoperleri seçip geri dörtlüyü tamamlayalım.

Bu ikonik fotoğrafı koymayacaktım normalde başının sarılı olmadığı bir foto bulacaktım, Fenerbahçe de bu fotoğrafla anmış o yüzden takılmıyorum.

STOPER: (ANADOLU EFSANELERİ İSTANBUL BEYEFENDİLERİNE KARŞI)
Burada cidden muhteşem oyuncular var.

İsmail Arca, ayağı temiz stoper tanımını memleketin futbol kitabına nakşeden efsanelerimizden, Eskişehirspor formasını 516 kez giymiş. Kadromuza girmezse en üzüleceğim ikonlardan.
Cüneyt Tanman, hem çok büyük stoper hem çok büyük lider, birçok mevkide de oynayabiliyor imiş.
Bülent Eken, Galatasaray’ın 18 yıllık şampiyonluk hasretine son veriyor, sonra üzerine Salernitana ve Palermo’da oynayıp İtalya’da da efsane oluyor.
Fatih Terim, ADS’de 19 yaşında kaptan, Galatasaray tarihinin en büyük kaptanlarından biri, futbolcuyken ayrı ikon, futbolu bıraktıktan sonra futbol tarihimizin açık ara en büyük teknik direktörü, belki de efsanesi. Bu satırların yazarı olan kardeşiniz bu subjektif 11'e tepeden yazar kendisini.
Necati Özçağlayan, Trabzonspor formasıyla 500'e yakın maça çıkıp 20 kupa kazanıyor. Çok büyük kaptan, çok büyük oyuncu o dönemin stoperleri gibi çok fazla topa atlamıyor, forması bile kirlenmeden o katiyen gol yemeyen TS savunmasının temel taşı oluyor.
Erhan Önal, forvetten stopere geçiyor, Cüneyt Tanman ile efsane savunmayı kuruyor. Beckenbauer ile birlikte oynuyor Bayern altyapılı, Gerd Müller, Rummenigge hep takım arkadaşı. Bugünün futbolunda ne yapardı diye en çok merak ettiğim oyuncu olabilir bu kadronun içinde.

Burada tandemi iyi kurmak önemli, bir oyun kurucu ayağı düzgün stoper, bir tane müdahalelerde temiz asker stoper seçerek iyi tandemi kuracağız. Necati-Fatih tandemiyle hem gol yemeyiz, hem de savunmadan öyle temiz çıkarız ki aklı olan hoca bize önde falan basamaz. TKUK isimli mabadımızdan uydurduğumuz katsayı sayesinde tandemimizi buluyor, FATİH TERİM-NECATİ ÖZÇAĞLAYAN ikilisini seçiyoruz.

Ortadaki ikili. Ne güzel fotoğraflar var ya telif yersek de cezasını ödemek koymaz öyle güzel fotoğraflar var.

DEFANSİF ORTA SAHA (5 HÜCUMCUYU TAŞIYACAK TEK ADAY)

Yine bir tek aday seçimi, yine camiasına sembol olan bir oyuncu ve biz yine destek kuvvet çağırıyoruz. Bu sefer mikrofonlarımızı bu büyük efsaneye rakip olan Çekoslovakya’nın Spartac takımının kaptanı Kado’ya uzatıyoruz:

Ben böyle futbolcu görmedim. Topu ayağından alıyorsun, geçtim diyorsun, 5 metre sonra yine karşında görüyorsun! Bu ne sürat, ne enerji!

Bize bu mevkide tam da bu tarz bir oyuncu lazım. Oynadığı futbolla sadece kendi lakabını değil, efsanesi olduğu Galatasaray’a da sembolünü veren namıdeğer Aslan Nihat’ı, NİHAT BEKDİK’İ zorlanmadan seçiyoruz.

Cristiano Ronaldo… Protein tozlarını gıda takviyelerini al ve SAĞA ÇEK birader.

SAĞ İÇ (KREATİF AMA ORTA SAHA ÖZELLİKLİ ORTA SAHA)
Burada harika oyuncular, harika hikayeler var.

Alaaddin Baydar, mesleği asist yapmak, o zamanlar asist istatistiği tutulmuyor, 324 maçta 362 gol atıyor. Türk-Yunan ilişkilerini düzeltmek için düzenlenen dostluk maçında Olimpiakos’a 25 metreden öyle bir gol kapatıyor ki diplomatik kriz çıkıyor. Lakabı Ala bence en iyi lakap, çok büyük Fenerbahçe efsanesi.
Galip Haktanır, namıdeğer Kör Galip, bir göz kapağında sorun var imiş o yüzden bu lakabı almış. Vefa’yı İstanbul’un dördüncü büyüğü yapan büyük efsanelerden biri, tam bizim mevkiye oturacak oyuncu çok da büyük sakatlıklara rağmen Vefa’yı şampiyonlukların kıyısına getirmiş.
Sanlı Sarıalioğlu, çok büyük kaptan burada iki cümlede özetlememize imkan yok büyüklüğünü, Yusuf Tunaoğlu’nun da yerine koşarmış ki bizim takıma çok lazım bir özellik, BJK kariyerinde 97 golü var bu görevlere rağmen komple oyuncu komple kaptan.

Burada seçimimizi yaparken 11'in kalanını da düşünmek zorundayız çünkü kalan oyuncular top rakipteyken el belde bekleyecek. Alaaddin Baydar- Sanlı Kaptan arasında çok kaldım, şu üçlüden birinin bir maçını izleme imkanım olsa Alaaddin Baydar’ın maçını izlerdim ama 11'e kaptanı, SANLI SARIALİOĞLU’yu seçiyorum.

Bernardo Silva’ya feci benziyor vücut yapısı hal tavır bu fotoda. Bize de tam Bernardo tipi sağ iç lazım ikna için seçiyorum bu fotoyu.

SOL İÇ (BİRAZ DA SANAT DİYELİM)
Burada büyük sanatçılar arasından bir seçim yapacağız hep birlikte.

Mustafa Denizli, kornerden gol atma üstadı, muhteşem bir teknik, çok büyük efsane. Buradaki oyuncunun öndeki 3 forvetin önüne topu kondurabilmesi çok önemli, Büyük Mustafa bunu en yapabilecek oyuncu.
Suat Mamat, 1954 Dünya Kupası’na giden takımın kahramanı, futbolcuların profesyonel yaşaması gereğini o yıllarda uygulamaya koyan muhteşem bir sporcu. Hakkında yazılan yazılardan en çok etkilendiğim oyuncu hakikaten bugün 100 milyona bulamazsın o fizikte bu teknik özelliklerde oyuncuyu.
Şükrü Gülesin, burada işe biraz hile karıştırıyoruz. Kendisi normalde sol açık ama bu takıma öyle bir ara taş ki mutlaka yer vermemiz lazımdı. Muhteşem bir orta yapma kabiliyeti var, kornerden gol atma işinin üstatlarından o da (bu sanat neden günümüzde kaybolmuş keşke herkes denese kaleye kornerden), İtalya’da harika bir kariyeri oluyor. Öyle bir hayran kitlesi ediniyor ki bir hayranı her gün evinin kapısına ıstakoz bırakıyor öyle seviliyor İtalya’da.

Burada seçimi yaparken, ilerideki muhteşem forvetlere topu 50 metreden konduracak bir oyuncu lazım, ben çizgi oyuncusu olmasına rağmen ŞÜKRÜ GÜLESİN’i seçiyor, yine sıkıştığım her anda olduğu gibi sözü bir efsaneye, İslam Çupi’ye bırakıyorum.

Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük çizgi ilahı…

Bu yazı yüzünden bıyık bırakacağım çok fazla BIYIKLI KARİZMATİK ile tanıştırdı beni bu yazı

SERBEST FORVET (EN ZOR SEÇİM)
Bu mevkide Dybala tarzı oyun kurmakla uğraştırmayacağımız, ama topu ayağına çok yakıştırdığımız keşke top sürekli onda olsa da alıp herkesi geçip kaleye gitse dediğimiz oyuncuları topluyoruz. 3 tane de hiperstar adayımız var.

Recep Adanır, kendisi ile ilgili sözü Ernst Happel’e bırakarak başlayalım,

Dünyada Recep gibi bir oyuncu nadir yetişir, Tıpkı bizim Viyana stilinde, şiir gibi futbol oynuyor.

Fenerbahçe ile oynanan bir maçta topa öyle sert vuruyor ki topa ayak koyan Lefter’in kramponu parçalanıyor. Cidden olağanüstü bir yetenek imiş bir maç izleme imkanımız olsa hayranı olurduk kesinlikle muhteşem bir futbolcuymuş BJK ile çıktığı 2 maçta 1 gol atmış ki o dönemde çok zor işler bunlar.

Ali Kemal Denizci, olağanüstü bir karizma, olağanüstü bir yetenek. Trabzon şehrinin sahadaki yansıması imiş bu büyük efsane, çabuk, hareketli, Karadeniz insanı gibi bir futbol oynuyormuş. Keegan’ın oynadığı Liverpool’u paspas etmiş tek başına, oyun stilini de çok benzetmişler Keegan’a.

Lefter Küçükandonyadis, ben Galatasaray taraftarıyım benim evimde 3 tane kitabı var bu adamın. Burada da İtalya ile 2 Dünya Kupası kaldırmış Vittorio Pozzo’ya atıyorum pası benim kelime dağarcığım yetmeyebilir kendisini anlatmaya,

Avcuma bir top sığdırabilseydim, eminim Lefter orada da çalım atabilirdi.

Puskas’ın efsane Macaristan’ını sahadan silen takımın yıldızı Ordinaryüs, 615 maçta 413 gol atıyor Fenerbahçe formasıyla.

Burada harika oyuncular çok büyük efsaneler var ama, biz garantiye gidiyor Ver Lefter’e yaz deftere diyoruz. Seçimimiz LEFTER KÜÇÜKANDONYADİS.

Ordinaryüs’ün heykeli bu fotoğraftanmış. Böyle fotoğrafım olsa ben de eve bir ufak biblo falan yaptırırdım.

ON NUMARA/İKİNCİ FORVET (SİNYOR’A ZORLU RAKİPLER)
Bu mevkide santrfordan biraz daha uzakta topu almayı seven oyuncular var. Hatta bu oyuncuların bazıları bu mevkide oynamamış daha bile geride oynamış ben 3 adaya indirirken epey zorlandım, hatta zorlandığım oyuncu ile başlayalım.

Yusuf Tunaoğlu, Sergen’den bile yetenekli bir oyuncu olarak anlatılıyor çevremde en çok dinlediğim futbolcu olabilir benden önceki nesil abilerimizden. Ama Sanlı Kaptan ile ikili orta saha oynuyorlar imiş, ben biraz daha ileri çektim bizim oyunda buralarda oynar ve keyiften gözlerimizden ateş çıkarır. Kendisine baksaymış cidden bambaşka bir kariyer olurmuş, Sergen’den önceki Sergen.
Fethi Heper, Efsane Eskişehir’in en büyük efsanesi, Metin Oktay Galatasaray’a çok istemiş kendisini. Profesör ünvanı var yazdığı birçok kitap var ve bu listede en büyük oyuncular ile bir arada hakikaten çok saygı duyulacak kariyer.
Can Bartu, mevkisi kafamı en çok karıştıran oyuncu Can Bartu yüzünden Zeman 4–3–3'ü oynuyoruz arkadaşlar. Kobe gibi basketbol oynarken bir yandan da Ronaldo gibi futbol sahasını sallıyormuş inanılmaz bir efsane yani muadili olmayan bir sporcu. Çok da büyük ikon sadece onun hakkında yazılan hikayelerden kitap çıkar İtalya dönemi ayrı Türkiye dönemi ayrı. Kendisini Fiorentina’ya alan da başka bir efsane, Hidegkuti. Sinyor lakabını pek sevmezmiş bu arada Baron imiş esas lakabı.
Cemil Turan, bizden önceki nesilde kendisine hayran olmayan Fenerbahçeli yok, futbolsever de çok az. Buldozer Cemil dedikleri için ben böyle Lukaku gibi bir stil bekliyordum, rakipler kendisine dokunamadan kaleden kaleye gittiği için öyle diyorlarmış.

Burada çok kural dışı yetenekler var. Ben burada garantiye gideceğim CAN BARTU’yu seçeceğim. Ama Yusuf Tunaoğlu’nu kadroya almadığıma üzüldüm, Cemil Turan’ı da izleyeceğim Cemil Turan’ı övenler ayarsızca övüyor arkadaşlar izlememiz lazım.

SANTRFOR (BİZİ SEVENLERİ ÜZMEYELİM BABA)
Ogün Altıparmak,
Fenerbahçe’nin ilk gol kralı, kapalı savunmaları açma konusunda uzman, hatta 1968'de Washington Wizards’a transfer yapıyor gol büyüsünü amerikalılara da gösteriyor. Futbolu bıraktığı sezon bile gol kralı olmuş tam bir gol makinesi.
Şeref Görkey, namı değer Voleci Şeref, Hakkı Yeten ile muhteşem bir ikili kurmuş, fizik muhteşem tek vuruşlar muhteşem sahadaki duruşu rakiplerde uyandırdığı saygı ile gerçek bir Beşiktaş efsanesi. 320 golün 93'ünü voleyle attığı için Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş bir ikon. 445 maçta atmış bu 320 golü fazla söze gerek yok.
Metin Oktay, hayat hikayesiyle, sahada yapabildikleriyle, insanlarda uyandırdığı saygı ve sevgiyle futbol tarihimizin en büyük ikonu. Ağları delen golü, gol rekorlarını keyfi kırması, gol krallıkları bir yana, Galatasaray’da Palermo’ya gitmeden önceki 6 sezonda 173 maça çıkıyor, 180 gol atıyor yani sadece bu dönem bile bir efsane olmasına yeter, ki ikinci döneminde de 176 gol daha ekliyor bu muhteşem istatistiğe.

Burada çok iyi oyuncular tanıdım, çok güzel hikayeler okudum ama en baştan beri kimi seçeceğim belliydi açıkçası. METİN OKTAY’ı seçiyoruz ve 11'imize geçiyoruz.

No caption needed hakikaten.

İzlemediğim En İyi 11 (4–3–3): Turgay Şeren, Basri Dirimlili, Fatih Terim, Necati Özçağlayan, Alpaslan Eratlı, Nihat Bekdik, Şükrü Gülesin, Sanlı Sarıalioğlu, Lefter Küçükandonyadis, Can Bartu, Metin Oktay.

Bu 11'i bir kere izleyebilmek için 1 ay hiç maç izlememeyi göze alabilirdim. Hem harika oyuncular var hem de birbirini tamamlayan, keyif veren bir oyun tarzında mahir oyuncuları bir araya getirmeye çalıştım ben de.

Yazıdaki tüm alıntılar yukarıda bahsettiğim muhteşem kitaptan, bu kitabı hazırlayan Mehmet Kemal Özkan ve Murat Açıkgözoğlu’ya da çok teşekkür ederim. İnsanları yazmaya teşvik eden bir eser yaratmak çok büyük gurur olmalı.

Umarım harika bir EURO 24 geçirir, bir de izlediğimiz oyunculardan en iyi 11 kurarız, o 11'e de bu genç kardeşlerimizden bol bol alırız. Okuyan herkese teşekkürler.

--

--